Obsesif Kompulsif Bozukluk
Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB)
Obsesyonlar ya da başka bir deyişle takıntılar, davetsiz ve izinsiz olarak zihnimize giren rahatsızlık verici, zorlayıcı düşüncelerdir. Obsesyonlar, düşünceler, imgeler veya dürtüler şeklinde karşımıza çıkabilir. Kişi, bir şeyi gerçekleştirmek konusunda karşı konulamaz bir aciliyet hissedebilir. Buna karşılık, yerine getireceği eylemle ilişkili yoğun kuşku ya da kararsızlık yaşayabilir.
Şüphesiz, tüm rahatsızlık verici düşünceler, OKB belirtisi olarak değerlendirilemez. Ruhsal hastalığı bulunmayan bireyler de, başlarına kötü bir şey geleceği, beklenmedik şekilde şiddet uygulayacakları, kendilerine ya da sevdiklerine zarar verecekleri gibi düşünceler deneyimleyebilmektedir. OKB’si bulunan birey, bu rahatsızlık verici ve zorlayıcı düşüncelerin etkisiyle, kaygı, mutsuzluk, umutsuzluk, utanç gibi duygular ve kaçınma ya da yineleyici eylemler gibi davranışsal yanıtlar sergileyebilmektedir. Yani bu noktada belirleyici olan, kişinin bu düşünceleri ya da temaları ne şekilde anlamlandırdığıdır. Kompulsiyonlar ya da başka bir deyişle zorlantılar, obsesyonlardan kaynaklanan rahatsızlığı ya da gerilimi ortadan kaldırmaya yönelik fiziksel ya da mental eylemlerdir.
OKB’si bulunan bireylerdeki rahatsızlık verici düşünceler ve bunları gidermeye yönelik eylemler, kişilerin işlevselliklerini bozacak yoğunluğa ulaşmaktadır. Kişi, obsesyon ve kompulsiyonları nedeniyle, rahatsızlık verici görevlerden, kişilerden, yerlerden kaçınma, randevulara geç kalma ya da hiç gidememe gibi sorunlarla karşı karşıya gelmektedir. Kişinin özgürlüğünü kısıtlayan törensel davranışları sonlandıramama ve bunların öncelik haline gelmesi sosyal ve mesleki açıdan güçlüklere neden olmaktadır. Sosyal izolasyon, kişinin obsesyon ve kompulsiyonlarının giderek daha fazla esiri olmasıyla sonuçlanabilmektedir.
OKB’si bulunan kişiler, fazla sorumluluk alma, kendi kendini aşırı derecede eleştirme eğiliminde olup mükemmeliyetçi bireylerdir. Olumsuz beklentileri ön planda bulunduğundan, kötü olayların yüksek ihtimalle gerçekleşeceğini, gerçekleştiğinde felaketle sonuçlanacağını ve bunların ortaya çıkmasında kendi sorumluluklarının yüksek olduğunu düşünürler.
El yıkama özellikle pandemi döneminde dikkat etmemiz gereken noktaların başında yer alıyor.
El yıkama hangi noktadan itibaren kompulsiyon olarak değelendirilmeli;
- Elleri gerektiğinden çok daha fazla yıkamak
- Elleri gerektiğinden çok daha uzun süre yıkamak
- Aşırı derecede sabun, hatta ağartıcı/ yüzey temizleyici maddelerin kullanılması
- Ellerin tahriş olmasına, hatta yaralara neden olacak düzeyde yıkanması
- Elleri yıkamaya başladıktan sonra eylemin durdurulamaması
- Elleri yıkamaya başladıktan sonra durduramama endişesiyle el yıkamaktan kaçınma
- Zihindeki kirlenme düşüncesinden kurtulma çabasıyla elleri yıkayarak temizlenmeye ve arınmaya çalışılması
- Eller yıkanmadığında kötü bir şey olacağı düşüncesiyle kötü olasılıklardan korunmak için ellerin yıkanması
- Tüm bu tutumların neticesinde kişinin sosyal, özel ve mesleki işlevselliğinin kaybı
- Aileleri, sosyal çevreleri ya da iş arkadaşları ele alındığında bu bireylerle ilişki kurmak güçlük arz etmektedir;
Obsesyon ve kompulsiyonlarla ilişkili kurallara uymak zorunda kalmak sıklıkla ilişkilerin bozulmasına neden olmaktadır. Çevredekilerin “kural bozucu” davranışları bu bireylerin yoğun gerilim yaşamaları ile sonuçlanmaktadır. Törensel davranışlara diğer bireyler bir süre sonra tahammül edemez hale gelmektedir. Obsesyon ve kompulsiyonlar nedeniyle günlük aktivitelerin gerçekleştirilememesi yakın çevre üzerinde olumsuz etkiler meydana getirmektedir.
NOT: Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.
Güncellenme Tarihi: 30 Eylül 2020