Aile Dinamikleri

Ailemiz, ilişkilerimizin gelişmesi de son derece önemli bir yer tutmaktadır. En dar anlamıyla aile; anne, baba ve çocuklardan oluşmaktadır. Kişinin yer aldığı kültüre göre aile ilişkileri farklılık gösterebilmektedir. Aile bizim temel desteğimizi sağladığımız bir kurum olduğu gibi aynı zamanda çatışmaları da deneyimlediğimiz bir ortamı teşkil etmektedir. Bu şekilde aile, her anlamda bizi büyüten bir değerdir. En geniş anlamıyla aile, paylaşım, sevgi, öfke, güçlük, çözüm demektir.

Ailede, kararların ortak şekilde alınması o ailenin dinamiklerinin sağlıklı olduğunu gösteren unsurlardan biridir. Böyle bir ailede güven ortamı da kolaylıkla sağlanabilecektir. Duygu ve düşüncelerin rahatlıkla ifade edilebilmesi, sorunların etkin şekilde çözülmesini ve anlaşmazlıkların büyümeden giderilmesini sağlayacaktır. Sağlıklı bir ailede önemli olan, hiç tartışma, anlaşmazlık yaşanmaması değil, güven ortamı içinde sorunlara çözüm aranmasıdır. Farkında olmadan verilen mesajların aile bireylerini değersiz, güvensiz hissettirebileceği idrak edilebilmeli, açık iletişimle yanlış anlaşılmaların önüne geçilmelidir. 

İnsanların yaşam dönemleri (çocukluk, gençlik, yetişkinlik, yaşlılık) bulunduğu gibi aileler de benzer aşamalardan geçerler. Aile yaşam döngüsü içinde evlilik, çocuk sahibi olma, çocuğun ergenlik çağına gelmesi, çocuğun evden ayrılması, yetişkinlik ve yaşlılık yer almaktadır. Yetişkinliğe geçiş sürecinde olan bireyin kendi kararlarına yön verebilmesi, ebeveyninden ayrışabilmesi, sorumluluklarını alabiliyor olması beklenmektedir. Ebeveynden duygusal olarak ayrışamama, bireyin karar alma konusunda güçlükler yaşamasına neden olmaktadır.

Evlilik dönemine yaklaşmış olan bireylerin ebeveynleri “çocuklarının” bağımsızlık süreçlerini desteklemeli, ailelerinden ayrışma talep ve ihtiyaçlarını anlayışla karşılamalıdır. Yeni evlenen çiftler, bir yandan özerkleşme ihtiyacında iken, diğer yandan bu yeni duruma uyum sağlama çabasına girmektedir. Evliliğe uyum sağlanmaya çalışılan bu dönemde, ebeveyn desteğine ihtiyaç duyulabilmektedir. Genç evlilerin ebeveynleri, onların, sorunlarını kendi sistemleri içinde çözmelerini mümkün kılacak şekilde destekleyici bir tutum sergilemelidir.

Çocuğun dünyaya gelmesi, sonrasında ergenlik dönemine girmesi çiftin hayatında önemli değişiklikler meydana getirir. Sevgili ya da eş rolü, ebeveyn sorumluluğuna dönüşür. Bu dönemde çiftin iletişimi giderek daha önemli hal alır. Ergenlik döneminden önce ailenin ilgisini öncelikle olarak bekleyen çocuk, bu dönemden itibaren arkadaşlarına daha fazla ilgi gösterir. Bu değişiklikler ebeveyn arasında fikir ayrılıklarına ve sorunlara yol açması beklendik bir durumdu. Anne-babanın empatik ve yapıcı tutumları hem kendi aralarındaki hem de ergenle olan ilişkilerindeki uyumun sağlanmasında önem taşır. 

Bir zamanlar kendisi yuvadan uçarak aile kuran birey, artık kendi çocuğunun da evden ayrılmasıyla yüz yüze gelir. Kişi, yalnız kalmakla ilişkili endişeleri bu dönemde belirgin şekilde hisseder. Çocukların, hayatlarından ayrılmakta olduğunu fark eden çift giderek birbirlerine yaklaşır. Eşler, kendilerini, evliliklerinin ilk dönemlerinde olduğu gibi ilişkilerinin yoğunlaştığı bir süreç içinde bulurlar. Bu şekilde aile döngüsü bir bakıma kendini yineleyerek sürer gider.

 

Kaynaklar

Ackerman NW: The Psychodynamics of Family Life. New York, Basic Books, Inc., 1958.

Berman EM, Lief HI: Marital Therapy from a Psychiatric Perspective: An Overview. Am J Psychiat, 132583.592, 1975

Carlson, J., Len, S., & Judith A., L. (2005). Family Therapy Techniquest: İntegration and Tailoring Treatment. USA, Newyork: Routledge.

Duncan, B. L., Miller, S. D., Wampold, B. E., & Hubble, M. A. (2010). The heart and soul of change: Delivering what works in therapy (2nd ed.). Washington, DC: American Psychological Association.

Minuchin S: Families and Family Therapy. Cambridge, Mass., Harvard University Press, 1974.

 

NOT: Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Güncellenme Tarihi: 17 Şubat 2021